
Barış ve işbirliği kentlerimizden başlayabilir
Adamız son yüzyılda çalkantılı günlerden geçmiştir. Yüzyıllar boyunca
birbirleriyle kaynaşmış şekilde yaşayan, çeşitli kültür ve medeniyetlere ait Kıbrıs
halkı, etnik temelde başlayan ayrılığın sonunda coğrafi olarak da ayrı düşmüşlerdir.
Yaşanan çatışmaları takip eden yıllarda, bir şekilde uzlaşılmayan görüşmelerin
ardından yaşanan darbe ve dış müdahaleyle bu ayrılık derinleşip bugünlere kadar
gelmiştir. Bunun üstesinden gelecek ve bu ayrılığı sona erdirecek zeminler zaman
zaman ortaya çıksa da toplumların liderleri adayı birleştirecek iradeyi
gösterememişlerdir. Onların ardından giden toplumlar da bu iradenin yani birleşme
iradesinin oluşumuna ortak katkı koyamamışlar ve liderlerinin arkasına
sığınmışlardır.
Toplumların ayrılık nedenlerine bakacak olursak bunun tek boyutu yoktur. Siyaset,
bu ayrılıkta en büyük rolü oynasa da tek etken ya da suçlu değildir.
Bunu aşacak ve siyasi liderlerinin önüne geçecek halk da yıllar boyunca isteksiz ve
çekingen durmuştur. Yıllardır adadaki ayrılık için dış güçleri suçlayan, siyasi
liderlikleri hedef gösteren insanlarımız, son dönemde bu ayrılığın sona ermesi için
yaşadıkları yerlerde ortak çalışmalar yürütmektedir. Bu ortak hareketlerin zemin
bulduğu kentlerimizden en önemlisi Mağusa'dır.
Mağusa kentinin tarihi ve ekonomik geçmişi bu zeminin oluşmasında en büyük
etkenlerin başında gelmektedir. Kent geçen yıl 2300. yaşını kutlamıştır. Bu geçmiş
tarihinine bakacak olursak, gerek Akdeniz bölgesini gerekse tüm dünyayı etkileyen
uygarlıklar sadece adada değil özellikle Mağusa'da da iz bırakmışlardır.
Kentteki ilk yerleşim Enkomi bölgesinde olmuştur. Adanın kendini özgü bir dili ve
yazısı olduğuna dair bulgulara 1950'li yılların başında bu bölgede yapılan
arkeolojik kazılarda rastlanmıştır. Eteokıbrıs dilinin yani Kıbrısa özgü bu dilin
tabletleri şimdi Fransa'da bir müzede sergilenmektedir.
Daha sonra Salamis kenti Mağusa bölgesinde gelişip, adaya uzun yıllar başkentlik
yaparken Persler, Yunanlar, Romalılar, Bizanslılar buradaki medeniyetin
gelişmesine katkı koymuşlardır.
Bu arada Mısırdaki Ptolemaios Hanedanlığı şimdiki Mağusa Suriçi kentinin olduğu
bölgede yerleşmişlerdir.
Ardından Salamis'te depremler ve Arap (İslam) akınları nedeniyle ayrılan
Bizanslılar şimdiki Mağusa Suriçi bölgesine gelmiştir. Bunu Templer Şövelyeleri,
Lüzinyanlar, Cenevizliler, Venedikliler, Osmanlılar ve İngilizler takip etmiştir.
Lüzinyan döneminde kent, güvenlik için surlarla çevrilmiş, daha sonra da
Venedikliler tarafından surlar, Ortaçağın'ın en güçlü savunma sistemi olacak
şekilde güçlendirilmiştir.
Kentten gelip geçenler içinde Ermeniler, Süryaniler, Karmelitler, Nasturiler ve
diğerleri de Mağusa'da iz bırakmışlardır.
Bu gelip geçen medeniyetler bugün bölgede toplumların kaynaşmasındaki tarihsel
nedenlerin başında gelmektedir. Buradan gelip geçenler diye bahsedilen
medeniyetler aslında geriye hep izlerini bırakmışlardır. Bu izler, genetiğinden
medeniyetine kadar bizleri etkileyen unsurlar olup, bugün biraraya gelmemizde
yani toplumların ortak hareket etmesinde rol oynamışlardır.
Kısacası çokkültürlülük da diyebileceğimiz bu olgu binlerce yıldan bugüne bizim
en büyük zenginliğimizdir.
İşte bu medeniyetlerden geriye kalan kültürel mirasımıza bugün ortak olarak
beraber sahip çıkıyoruz. Sadece ibadet yerlerini değil kültürel yapılarımızın ayağa
kalkışından beraberce gururlanıyoruz. Teknik Komite'in başını çektiği en büyük
restorasyon projelerini, hiçbir etnik ayrılık düşünmeden beraberce planlayıp hayata
geçiriyoruz.
Sivil toplumun bölgede etnisite temelinden sıyrılıp kentin ve adanın çıkarları için
ortak kent hareketinin yaratılmasında, kentin tarihindeki çokkültürlülük de katkı
koymuştur. Bu hareket yıllar sonra siyasilerin arkasına sığınmadan, hatta onların de
önüne geçerek barış ve işbirliği zemini yaratmıştır Mağusa'da...
Barış ve işbirliğine zemin yaratan ortak kent hareketinin bir diğer sebebi yüzyıllar
boyunca Mağusa'nın ekonomik alandaki ortak geçmişidir. Gerek limanın geliştirilip
Doğu Akdenizin bir dönem en önemli limanı olmasında, gerekse Maraş kentinin
adeta doğup gelişip yine Doğu Akdenizin önemli bir turizm merkezi durumuna
gelmesinde neden, yıllar önce de bölge halkının etnisiteyi -herşeye rağmen-
önemsemeden kentlilik bilinciyle hareket etmeleri olmuştu. Mağusa Limanı ve
Maraş, adanın ve kentin coğrafi ayrılık öncesinde bölgenin ekonomide
lokomotifiydi... O günlerdeki bu ekonomik ortak yapı Mağusa'yı her zaman büyük
çatışmalardan uzak tutmuş ve şimdilerde de toplumların kaynaşmasında öncü hale
getirmiştir.
İşte bu kent örneğinden yola çıkarak liderlerin önüne geçmek ve tekrardan bizi
birarada tutan bağları sağlamlaştırmak ve geliştirmek bizim elimizdedir. Bu
kentteki yakınlaşma -eğer engellenmezse- gelecekte tüm adadaki her türlü ayrılığın
sona ermesinde öncü rol oynayabilecek güce ve etkiye sahiptir.
DİĞER HABERLER

Great Success of Enorasis’ 12th Friendship Weekend
Enorasis Kulübü’nün 12. Dostluk Hafta Sonu etkinliği 19–20 Kasım. 2016 tarihleri arasında Platres’deki FOREST PARK Otel’de büyük bir başarıyla gerçekleşti. Etkinlik, Orman Dairesi’ne bağlı Troodos’taki Botanik Park rehberli gezisiyle başladı ve hote...

Empati Yapabilmek
Bu soğuk günlerin ardından önümüzdeki hafta Kıbrıs’ın geleceği için kritik görüşmeler ve konferans gerçekleşecek. Poltik olarak ise belki de en sıcak günlerinin öncesinde birçoğumuz kararsız ve gergin bir bekleyiş içindeyiz.
Bu bekleyişin...

RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı…
RIK Kanalında Kıbrıs’ta Futbol Tartışıldı...
Cuma günkü RIK 1 kanalında Kıbrıs’ta futbol tartışıldı. Okan Dağlı’nın yazdığı “İki Toplumlu Futbolcular” kitabının geçen hafta Yunanca’ya çevrilmesi nedeniyle yapılan programa efsanevi futbolculcul...